On Numaralı Peron – Ahmet Rasim
Otogar’da, on numaralı peronda,
Gözleri Turkuaz mavisi,
Saçları başak sarısı,
Saatin 14 olmasını bekliyor bir bayan.
Yüreği acı yüklü,
Ne simitçinin bağırması,
Ne otobüs muavininin telaşı,
Çekmiyor ilgisini.
Limandan esen rüzgar değil,
Ateş sanki.
Kavuruyor bedenini,
Gözleri dolsa da ağlayamıyor,
Geride bıraktıklarını düşünüyor.
Kendi için yanan yüreği düşünüyor.
Vakit tamam.
“Aşağıda yolcu kalmasın” diyorlar,
İstemese de binmeyi,
Ayakları geriye gitsede,
Bir külçe gibi atıyor kendini koltuğa,
Ürkek bakışlarla seyrediyor çevreyi,
Bir daha görebilecekmiyim diyor kendine,
Ve!
On numaralı perondan ayrılış,
Otobüs geniş bir daire çiziyor,
Kendini uğurlamaya gelen kimse yok,
Sallanmıyor ne bir el, ne bir mendil.
Doğduğumda nasıl yalnızsam,
Şimdide öyle diye düşünüyor,
Ama bilmiyor,
Kendi için bir yerlerde, bir yüreğin attığını,
Bir çift gözden,
Hiç kimse için akmayan yaşların,
Kendi için aktığımı,
Kendi mantığına göre doğru yaptıklarının,
Onun için ölüm olduğunu,
Bilmiyor, onun kendi için ölümü göze aldığını,
Git GÜLÜM, yolun açık olsun,
Yalnız değilsin,
Bilesinki bu yürek te senle gidiyor,
Kimse senin kadar sevilmedi.