Bir Taslağın Destanı – Ozan Arif

Bana sorarsanız bu anayasa;
Sonu uçurumlu yola benziyor.
Bu yasaya göre memleket ise;
Meçhule yol alan sala benziyor.

Şimdi sırasıyla alalım ele:
Hile var bu işte, vallahi hile…
Bu taslağı millet oylasa bile,
Dipçikle yenecek yala benziyor.

Cumhuriyetmiş! Tamam öğrendim.
Velâkin yeterli bulamadım kendim.
Urusya da cumhuriyet efendim!
Yorumu bir hayli bola benziyor.

Taslağı yazanlar gökten mi inmiş?!
Yavrular bu işi nerden öğrenmiş!..
Bu devlet ne millî, ne değil denmiş.
Çingenin açtığı fala benziyor.

Milliyetçiliğin tarifi gel ki;
Tamamıyla sasçma.Sorarlar çünki;
“Türk’ten ayrı mıydı Atatürk’ünki?”
“Türk” adı eskimiş nala benziyor.

Her devrin itleri! Siz hâlâ susun.
Yaltakçısı olun beş-on deyyusun.
Taslağın içinde gazete, basın,
Kökünden kesilmiş dile benziyor.

Bu değil bizdeki derdin ilâcı,
İslâm’dan eser yok, ne kadar acı…
Meyve verir ise fikir ağacı,
Baltaya namzetlik dala benziyor.

Her zaman ensede bekliyor tokat,
“Huzur” kalp hastası, “hürriyet”sakat.
Toplanmak, yürümek izinsiz, fakat
Hovarda göğsünde güle benziyor.

Hâkimiyet kalktı milletten rafa.
Firavun’dan yoktu bu kadar sefa.
Seçme hakkı beş senede bir defa
Ağıza çalınan bala benziyor.

“İrade-i Millet” edilmiş talan.
Sendika hikaye, sözleşme yalan.
Dernekler-mernekler, partiler filân;
İstemeden doğan döle benziyor!

Sermaye; üstünden aşılmaz kaya.
Bır lâf var; Nerene dayarsan daya.
İşveren canavar, mümkün mü doya!
İşçiler köleye, kula benziyor.

İki meclis ver ki; Ortaçağ düşü.
Biri “avam” işi, biri “lord” işi.
Lordunkine bakın; çok keskin dişi.
Avamıki, bağlı kola benziyor.

Güvenlik Kurulu denilen meret,
Tavsiyesi emir, erkeksen diret!
Hesabı meydanda, bilirsen kerrat.
Hükümetin ömrü yıla benziyor.

Memur mahkûm olmuş, cezası kürek.
Çilesi tükenmez, çek aslanım çek…
Cumhurbaşkanımız “Neron” mübarek!
Yetkisi ateşe, sele benziyor.

Teşbihte hatamız olmasa gerek.
Yetkisine göre sırayla tek tek:
Cumhurreis çoban, başbakan köpek,
Vatandaş sürüye, mala benziyor.

Saç-sakal, kıyafez, hepsi kalıpta.
Giyemezsin, her renk urba alıp da.
Millet; boğulurken kurtarılıp da,
Irzına geçilen dula benziyor!

Şimdi siz söyleyin: Nasıl hürlüktür?
Ârif’çe görmemek, resmen körlüktür.
Bunun adı bizde: DİKTATÖRLÜKTÜR.
Demokrasi biraz role benziyor!..

03 Ağustos 1982 / Frankfurt

Sosyal Medyada Paylaş :