Cumhuriyet Bayramı (29 Ekim)
Cumhuriyet Bayramı (29 Ekim)
1. Dünya Savaşı, bizim taraf olduğumuz ülkelerin yenilgisiyle sona erdi. Yapılan anlaşmaya göre, yurdumuz düşmanlar tarafından paylaşılmaya başlandı. Padişah ve yandaşları bir şey yapamadılar. Mustafa Kemal, yurdu kurtarmak için Anadolu’ya gitmeye karar verdi. Yakın arkadaşlarının yardım ve işbirliği ile görev bölgesi Samsun ve dolayları olan 9. Ordu Müfettişliğine atandı. 16 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru ile yola çıktı.
Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’dan Anadolu’ya çıktı. Burada bir hafta kaldıktan sonra Havza’ya geldi. Buradan Amosya’ya geçerek valilere, komutanlara, ulusal örgütlere bir genelge gönderdi. Bu genelgede yurdun bağımsızlığını sağlamak için bütün yurttaşlara çağrıda bulundu. Daha sonra yol boyunca uğradığı il ve ilçelerdeki yetkililerle görüşerek, onlara yurdu kurtarma ve bağımsızlığına kavuşturma tasarısını anlattı.
Havza’dan Amosya’ya ve Sivas’a oradan da Erzurum’a gitti. Bu sırada padişah kendisini istanbul’a çağırıyordu. Artık ülkemizin kurtulması ve egemenliğin sağlanması için gerekli ortam hazırlanmış olduğundan Mustafa Kemalordu müfettişliği görevinden ve askerlikten ayrıldığını istanbul’a bildirdi.
23 Temmuz 1919 günü bir ilkokulun salonunda toplanan Erzurum Kongresi’ne başkanlık etti. Bu toplantıda, yurdun düşmanlardan kurtarılması için çalışma kararı alındı. Mustafa Kemal bu kongreden sonra 4 Eylül 1919 günü Sivas Kongresi’ni topladı. Bu toplantıda da Erzurum’da alınan kararlar üzerinde durdu. Bundan sonraki çalışmaların Ankara’da yapılmasına karar verildi.
Mustafa Kemal Paşa 27 Aralık günü Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yöneteceği kent olan Ankara’ya geldi. Çalışmalarını Ankara’da sürdürdü. illere bir genelge göndererek Millet Meclisi’nin hemen toplanabilmesi için temsilcilerin seçilmesini istedi.
23 Nisan 1920 günü ulusun temsilcilerinden oluşan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Meclis Mustafa Kemal’i başkanlığa seçti. Böylece Ankara’da ulus temsilcilerinden oluşan bir meclis işe başlamış oldu. Bu meclisin kuruluş esası egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olması ilkesiydi. Meclis, Osmanlı hükümeti ile düşman ülkeleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması’nı tanımayacağını bütün dünyaya duyurdu.
Ankara’da Millet Meclisi’nin açılması, Mustafa Kemal’in başkan seçilmesi padişah ve onun hükümetini çok korkuttu. Özellikle Sevr Antlaşması’nın tanınmayacağı yolundaki karar onları büsbütün kuşkulandırdı.
Düşmanlarla işbirliği yapan bir takım gericileri Anadolu’nun çeşitli yerlerinde örgütlendiler. Büyük Millet Meclisi’ne karşı ayaklanmalar başladı. Mustafa Kemal ve ardaşları istanbul Hükümeti tarafıdan vatan haini olarak ilan edildi. Haklarında ölüm cezası kararı verildi. Bütün bunlar olurken Ankara’da ve bütün Anadolu’da yürekleri yurt sevgisi ile dolu insanlardan oluşan bir ordu kuruluyordu.
İstanbul’dan kaçarak gelen subay ve aydınlar bu orduda görev alıyorlar, yurdun dört bir yanından koşup gelen erlerimiz de silahlandırılarak cephelere gönderiliyordu.
Eskişehir yöresinde İnönü’nde, Yunan ordusu ile karşı karşıya gelen bu genç ordu, Yunanları I. ve II. ınönü Savaşı adı verilen iki büyük savaşta yenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin varlığını, sesini bütün yurda ve dünyaya bir kez daha duyurdu. Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal’i olağanüstü yetkilerle başkomutanlığa getirdi.
Ordularımız Sakarya kıyılarında 22 gün 22 gece süren savaş sonucunda Yunan ordularına karşı yeni bir zafer kazandı. Bu başarısı üzerine Mustafa Kemal’e orduda en büyük rütbe olan mareşallikle birlikte “Gazi” unvanı verildi. Sakarya Meydan Savaşı adı ile tarihe geçen bu savaşta ordumuzun gücü dünyaya bir kez daha tanıtıldı. Artık düşmanı yurdumuzdan atacak son ve kesin savaşın hazırlıkları başlamıştı. Bu amaçla bütün yurttaşlar savaşa hazırlandı. Kadınlar, dedeler, nineler, kağnılarla cepheye silah ve yiyecek taşıdılar. Birliklerimiz düşmanı can evinden vurmak için yerlerini aldılar.
26 Ağustos 1922 sabahı çok erken saatlerde, yeri göğü titreten topçu ateşiyle saldırıya geçti. Çok kanlı çarpışmalar oldu. Atatürk’ün yönettiği bu savaşa tarihimizde “Başkomutanlık Meydan Savaşı” denir. Düşmanlar erlerimizin kahramanca saldırısına dayanamadılar. Ellerindeki silah ve cephaneyi bırakarak canlarını kurtarmak için kaçtılar.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül günü ordumuza; “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!..” emrini verdi. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başarıya ulaşması özlemiyle yanıp tutuşan kahraman erlerimiz, kaçan düşmanın ardından gece gündüz demeden hızla ilerledi. 9 Eylül sabahı birliklerimiz izmir’e girdi. Yabancı bayrakların dalgalandığı yerlere bayrağımız çekildi. Düşmanların çoğu limanda bulunan savaş gemilerine binerek kaçtılar. Kalanlar tutsak edildi. Böylece Kurtuluş Savaşımız bitti.
Öncelikle ulusa ve yurda artık zarardan başka bir şey vermeyen padişahlığı kaldırdı. Son padişah Vahdettin, ordumuzun zaferini öğrenince düşmanla birlik olup yurttan kaçmıştı. 1 Kasım 1922 günü altı yüzyıldan beri yurda ve ulusa egemen olan Osmanlı saltanatı tarihe karıştı.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan ” Lozan Barış Antlaşması” ile tüm uluslar Türk’ün zaferini kabul etti. Artık Türk ulusunun yönetim şeklinin kesin olarak belirlenmesinin zamanı gelmişti. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının isteği ile Büyük Millet Meclisi 29 Ekim 1923 günü alkışlar arasında Türkiye’nin devlet şeklini Cumhuriyet olarak kabul etti. ilk Cumhurbaşkanlığına da Mustafa Kemal seçildi. O tarihte 42 yaşındaydı. Ulusu, O’nu yüce yere getirmiş, böylelikle O’na olan borcunu ödemek istemişti.
ATATÜRK DİYOR Kİ;
• Türk ulusunun yaratılışına ve bilgisine en uygun olan yönetim şekli cumhuriyettir.
• Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir.
• Cumhuriyeti biz kurduk, fakat sizler yaşatacaksınız.
• Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafa etmektir.
• Benim ölümlü vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek ayakta kalacaktır.
• Az zamanda çok ve büyük işler başardık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan cumhuriyettir.
ŞİİRLER
CUMHURİYET
Yürüyordu arkasına bakmadan,
Mustafa Kemal ve Anadolu insanı,
Önde ilerliyordu Başkomutan.
Yürekleri dopdolu umutla ve cesurca.
Atıyorlardı adımlarını korkmadan.
Yokluk, yoksulluk vız geliyordu.
Çelik yüreklerinde inanç vardı.
“Yürüyün” diyordu Kemal’im arkadaşlarına.
Kararlılıkla yürüyorlardı düşmanın üzerine.
Ve başarıyorlardı zoru.
Söküp atıyordu vatanın bütünlüğüne göz diken
İngiliz, Yunan, İtalyan ve Fransızları.
Bitmiyordu mücadele.
“Daha da ileri” diyordu lider.
Ardı ardına getiriyordu yenilikleri.
Barajları, fabrikaları, yolları.
Alfabeyi öğretirken olmuştu başöğretmen.
Okkayı kilo, arşını metre yapıyordu.
Kısa bir süreye sığdırıyordu inkılapları.
Elleriyle öğretiyordu Latin alfabesini.
Şimdi saldırıyorlar ilkelerine
Senin düşmana saldırdığın gibi.
Kolay teslim etmeyiz emanetini.
Çünkü; biliyoruz O’nun kıymetini.
Şaban GÜRTUNA / 1999
&
ATATÜRK’TEN SON MEKTUP
Siz beni hala anlamadınız
Ve anlamayacaksınız çağlarca da
Hep tutturmuş “Yıl 1919, Mayıs’ın 19’u diyorsunuz
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemal’i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ?
Mustafa Kemal’i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
Bana, muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan …
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ?
Mustafa Kemal’i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değiL.
Halô, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Halô oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın!
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların …
Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız;
Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı … Kitaplar …
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar …
Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü …
Görüyorum ki, halô aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen?
Mustafa Kemal’i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter!
Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
&
BUGÜN
Durmadan dalgalan şan lı bayrağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ufuklar gül açsın, gülsün toprağım,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Ağaçlar bezensin, dallar süslensin,
Bahçeler donansın, güller süslensin,
Ata’nın geçtiği yollar süslensin,
Yurdumun en büyük bayramı bugün.,
Tarihe sığmayan şanlar Türk’ündür.
Ölümden korkmayan canlar Türk’ündür.
Bayrağa renk veren kanlar Türk’ündür.
Yurdumun en büyük bayramı bugün.
Kanını toprağa katanımız var.
Bayrağın altında yatanımız var.
Destanlar kaynağı vatanımız var.
Yurdumun en büyük bawamı bugün.
Uluğ TURANLIOGLU
&
CUMHURİYET BAYRAMI
Ay yıldızlı bayrağım, .
Semaları donatmış.
Bugün bayram var diye,
Şafak erkenden atmış.
Yüksek taklar süslemiş,
Caddeleri yolları.
Bugün gözler ilerde,
Bugün başlar yukarı.
Akın akın insanlar,
Meydanlara koşuyor.
Bugün bayram var diye,
Bütün millet coşuyor.
Bu güzel cumhuriyet,
Devletimin temeli.
El üstünde yaşatmak,
Hepimizin emeli.
&
AKDENİZ’E DOĞRU
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…
Sakarya’dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
“Hedef Akdeniz, asker!” diyen parmağa koştuk…
Zafer bahçelerinden gül koparmağa koştuk…
Yol gösterdi göklerden bize binlerce yıldız,
Kıpkızıl ufuklardan taştı al bayrağımız.
Koştuk aslanlar gibi kükreyip dağdan dağa
Canavarlar dişinden vatanı kurtarmağa.
Sakarya’dan su içtik o çelik süngülerle,
Yuvaları dağılmış bir avuç yılmaz erle.
Eğilmez başımıza taç yaptık hürriyeti,
Zaferle kalbimize yazdık Cumhuriyeti…
Ömer Bedrettin UŞAKLI
&
CUMHURİYET BAYRAMI
Gündüz herkes neşeli,
Şenlik olur akşamı.
Bayramların güzeli,
Cumhuriyet Bayramı.
Her bayramla bir tutmam,
Bu bayram, büyük bayram.
Yurtta üç gece, üç gün,
Eğlence var, şenlik var.
Işıklar yanar bütün
Dalgalanır bayraklar.
Her bayramla bir tutmam,
Bu bayram, büyük bayram
Necdet Rüştü EFE
&
CUMHURİYET
Gönül verdik,
Sana erdik.
Ey hürriyet, Cumhuriyet.
Herkes sever,
Seni över.
Ey hürriyet, Cumhuriyet.
Canımızdasın, Kanımızdasın.
Ey hürriyet, Cumhuriyet.
B. Kemal ÇAĞLAR
&
BAYRAKSIZLAR
Bayraksızlar bayraksızlar
Yere düşse bayrak sızlar
Nerden bilsin kıymetini
Soysuz sopsuz bayraksızlar
Ne olurdu yazmasaydım
Ben bu kara yazıyı
Bilmeseydi namert soysuz
İçimdeki sızıyı
Yıldızların isyanı var
Hilal taşıyan felek
Damla damla kan akıyor
Delik deşik bu yürek
Al rengine kara bağlar
Yastadır deli gönül
Aşık’ın olmuşum senin
Hastadır deli gönül
Renginde şehitlik gizli
Hilalinde mana var
Yüreğimde saklamışım
Kurbanında kına var.
Toprağa düşse yiğit
Ölüm güç verir bize
İnancıma teslim oldum
Zulüm güç verir bize.
Uğrunda ölen yiğit
Kim ne bilsin ne kadar
Geriye ne can kaldı,
Hepsini kurban adar.
Yamacında gezindiğin
Şimdi dağlar ağlasın
Bayrağım hançerlendi
Şimdi çağlar ağlasın.
Bayrak yere düşerken
Alkışlayan piçleri
Kahredecek TÜRK milleti
Destek veren güçleri.
Susmayın ey milletim
Bayraksızda ar olmaz
Susar ise yiğitler
Vatan bize yar olmaz.
Başı bozuk yaylada
Pusuları kurdular
İki yaşında yiğit
KÜRSAD’ımı vurdular.
Bundan gayri düsmanım
Bayrağa ters bakanlar
Artık hesap vermeli
Dağı taşı yakanlar.
Meleküt aleminde
Destan olan can bizim
Dalgalansın bayrağım
Üstündeki kan bizim.
Dört aylık bebeklere
Kurşun sıkan nerdesin
Nereye gidersen git
Öleceğin yerdesin.
Hükmü ilahi varsa
Belki korur yaradan
Kan düşmanı olmuşuz
Çekilsinler aradan.
Bu vatanın ekmeği
Gözünüze durmalı
Yiğit bir can gelmeli
Sizden hesap sormalı
SEFAİ’yem yaşamak ki
Bundan gayri ar gelir
Ay yıldızlı bayrağa
Bu yeryüzü dar gelir!
Aşık Sefai
&
SANA DAİR
Senden duymuşum ilkin,
Kızılırmak’ın, Sakarya’nın sesini
Göz göze gelmişim Atatürk’le
Dilim çözülmüş, işlemiş elim,
Çizmişim haritasını Türkiye’min
Dağlarımızın çoğu gazi,
Neler çekmiş halkım önceleri
Buğday için, pamuk için.
Kaç kere kana boyanmış yeryüzü .
Çıkmaz aklımdan istiklal Savaşları.
Avucumun içi gibi bilirim şimdi
Trakya’yı, Anadolu’yu,
Havası nefesim, toprağı ekmeğim,
Kasabaları, köyleri, ne haldedir,
Nasıl geçinir insanları, bilirim.
Bahset yeni buluşlardan, ilerlemelerden;
En zeki çocuklarıyla,
Sana vermiş kulağını köyüm.
İçinde memleketimin şarkıları
Üstünde ay yıldızlı hürriyet.
Mehmet BAŞARAN
&
CUMHURİYET BAYRAMI
Gökler ışıklı bugün;
Gülümseyerek güneş.
Diyorki: Ey Türk öğün,
Güzel günler sana eş.
Alev renkli al bayrak,
Fısıldıyor: Sevin, coş,
!3ir nehir ol durma ak,
ileriye atıı, koş.
Hepsi ayrı kahraman
Rap rap geçen erlerin;
Onlar yurdu koruyan
Ve bekçisi bu yerin …
Cevdet DEMİRAY
&
YAŞASIN CUMHURİYET
Coşkunuz, sevinçliyiz.
Ayrı, gayrı değiliz,
Bütün Türkler hep biriz,
Yaşasın cumhuriyet.
Dünyaya şeref saldık,
Nice ülkeler aldık,
Alnı lekesiz kaldık,
Yaşasın cumhuriyet.
Atatürk kalbimizde,
Yürürüz her gün biz de
Onun çizdiği izde,
Yaşasın cumhuriyet.
Türk, askerdir doğuştan;
Hoşlanırız boğuştan,
Bize anadır vatan,
Yaşasın cumhuriyet…
Yaşasın vatan ana,
Bağlıyız candan ona,
Ne mutlu Türk olana,
Yaşasın cumhuriyet.
Rakım ÇALAPALA
&
CUMHURİYET
Al yıldızlı al bayraklar,
Her yanda dalgalanıyor.
Süslendi evler, sokaklar
Renk renk ışıklar yanıyor.
Yirmi üç yıl önce bugün.
Cumhuriyet kurdu millet,
Bize büyük Atatürk’ün,
Armağanı Cumhuriyet.
En birinci vazifemiz,
Onun yolunda yürümek.
Canımız gibi koruruz,
Cumhuriyet Türklük demek.
Sevinçle, sağlıkla geçsin.
Sabahımız, akşamımız.
Kutlu olsun hepimize,
Cumhuriyet Bayramımız.
Vasfi Mahir KOCATÜRK
&
29 EKİM
En güzel günümüzdür,
Demokrasi ürünüdür,
Atatürk’ün eseridir,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Vatandaşın hür sesi,
Vatanımın neşesi,
Kucaklıyor herkesi,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Cumhuriyet kuruldu,
Türk’ün sesi duyuldu,
Törenlerle kutlandı,
Yirmi Dokuz Ekimler.
Fethi BOLAYIR
&
CUMHURİYET
Atatürk inandı
Mehmetçikler savaştı
Türk bayrağı mavi göklerde
Gururla dalgalandı
Atalarımın toprağını
Kanla sulanmış bayrağını
Verdiği güzel bağımsızlığı
Diğer nesillere de tattıralım
Tolunay AYDIN
&
ATATÜRK VE CUMHURİYET
Baş eğmişken önünde altı asır her zorluk,
Göçtü bir çınar gibi koca imparatorluk!..
Çatırdattı bu göçüş göklerini vatanın,
Duyunca silkindi Türk narasını “Ata”nın!…
Haykırdı kadın, erkek: “İhtilâl var, ihtilâl”!
Çiğnenemez yerlerde mübarek, şanlı hilâl…
Alev alev bayrağım kızıllıklarda yandı,
Bütün millet “Kemal”in etrafında toplandı!..
Dönünce yurt ananın gözleri bir pınara
Can verdi ulu tanrım bu devrilen çınara!..
Saldı o yeniden kök, filiz, gövde, dal budak:
Irkının şahlanışı ısırttı “Garb”a dudak!..
Çekince Mehmetçik’ler kılıçları kınından,
Göl göl oldu her taraf korkak düşman kanından!
Birleşti siperlerde gazilerle, şehitler,
Yeni bir düzen verdi dünyaya koç yiğitler!..
Dile gelince otuz asırlık şanlı mazi,
Türk’ün kara bahtını ağarttı “Büyük Gazi”!..
Son verip bu cenkte biz binbir kötü niyete,
Kavuştuk sevgilimiz: İstiklâl, hürriyetle!..
Değildir zindan artık bize Anadolu’muz,
Cumhuriyet nuruyla aydınlandı yolumuz!..
Onun kutsal sevgisi taşıyor içimizden,
Gökler dolusu selâm, ölmez “Ata”ya bizden!..
Cemal Oğuz ÖCAL
&
YAŞASIN CUMHURİYET
Türklerin karşısında iki kat eğilenler,
Yeniden baş kaldırdı, tarihte pes edenler.
Karıştı Osmanlının gecesi ve gündüzü,
Unutmuş olmalıydı Türk tarihi bilenler.
İşgalci askerleri, paylaştı yurdumuzda,
Topladı silahları, dağıttı ordumuzu.
Yurduma yönelmişti düşmanın dönmüş gözü,
Çakallar çevirmişti bu hasta kurdumuzu.
Bir aslan doğdu kurttan, mavi göz, sarı yele,
Daldı vahşi sürüye olanca heybetiyle.
Çeliktendi yüreği, cevherdi onun sözü,
Zafer zafer dolaştı ardında milletiyle.
Kahretti düşmanları, canlandırdı millet,
Başşehir Ankara yeniledi devleti.
Işıktı onun yolu, yere düşmezdi sözü,
Ve Millet Meclisinde kurdu Cumhuriyeti.
Bayram edin çocuklar hakkınız bayram sizin,
Bu gün en kutsal günü, bayramı ülkemizin
Al yıldızlı bayraklar Mavi Semanın süsü,
Sonsuza dek başlarda tacımız hepimizin.
Cumhuriyet bizlere ulaştı bin çileyle,
O kahraman ordumuz birleşti milletiyle.
Artık mahzun değiller, şehidi ve öksüzü,
Yaşasın Türk milleti bu yüce devletiyle.
Kasım Kaplan