Eylül Akşamları – Oyhan Hasan Bıldırki
‘Ben, Ağrı’dan Sarıçınar,
Söke’de piyade eriydim.
Duydum orman yanıyor:
En ilerde yürüdüm.’
Her biri nice candılar
Yanan ormana adandılar.
Sayısız yeşilin umuduna,
Cümle kurdun kuşun aşkına;
Yandılar, yandılar!
‘Altı piyade, sekiz topçu
Kaderimiz bir noktada birleşti.
Yandıkça dağlar, tutuştukça dallar
Ne yaman bir rüzgâr esti.’
Eylül akşamlarında kanar yüreğim
Onca can, orman adına soldular.
Gülücüklerinde yeşil türküler
Omuzlarında umut yükü
Çorumlusu, Kastamonu’dan geleni
Yandılar, yandılar!
‘Alev alev közlerde
Devrildikçe küçük büyük ağaçlar
Sele dönmüş göz yaşlarımızı
Memleket memleket taşıdı kuşlar.’
Koca Cami avlusunda sıra sıra tabutlar
Üstlerinde örtülü canım ay yıldızlar
Gözü yaşlı babalar, bağrı yanık analar
Tasa yüklü komutanlar
Yandılar, yandılar!
‘Bir dalda iki kiraz gibi
Birbirimizden hiç ayrılmadık.
Yandıkça cıvıl cıvıl kuşlar,
Sonsuz hasretlere ağladık.’
Karanlık gecede umut yok
Dal dal yiğitler ne yapsın?
Bunca acıya, dinmez gözyaşına,
Yürekler nasıl dayansın?
Ümitlerinin ilkbaharında
Hepsi on beş candılar:
Yandılar, yandılar!
‘Ne olur sen ağlama, kınalım!
Gün döner, mevsimler değişir.
Yer yer yurdumun her bucağında;
Şehitlik kokan çiçekler yetişir.’