Güz Çiçeklerinden Nazım’a Bir Çelenk – Pablo Neruda
Niçin öldün Nazım?
Ne yaparız şimdi biz
Şarkılarından yoksun?
Nerde buluruz başka bir pınar ki
orda bizi karşıladığın gülümseme olsun?
Seninki gibi ateşle su karışık acıyla sevinç dolu
Gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım?
Kardeşim, öyle yeni duygular,
Düşünceler yarattın ki bende,
Denizden esen acı rüzgâr
kapacak olsa bunları bulut gibi,
Yaprak gibi sürüklenir yaşarken seçtiğin
ve ölümünden sonra sana barınak olan oraya,
uzak toprağa düşerler.
Al sana bir demet Şili kasımpatıları
al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
halkların savaşını, kendi dövüşümü
ve yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü
kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
çiçek açmış kiraz ağacının
altınına benzeyen yüzüne hasret,
benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren,
kanıma güç verendostluğundan yoksun.
Hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
ama parlak bir yüreğin vardı,
yara ve ışık dolu bir yürek.
Ne yapayım ben şimdi?
Tasarlanabilir mi dünya
her yanına ektiğin çiçekler olmadan
Nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
senin halk zekanı, ozanlık gücünü duymadan?
Böyle olduğun için teşekkürler,
teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için.