Omayra – Murathan Mungan
Cevabı ömür süren bir soru bıraktım sana
Mendili kan kokan sevgili arkadaşım
Usta bakışların keşfettiği rahatlıkla arkama yaslandım
Elimde şah mat yüzüğümde tek taş siyanür
Adınla bulanan bir aşkın, bir maceranın macerasında
Yolun sonunu söylüyordu
Günahkar iki melek olan sağdıçlarım.
Al birkaç bulutlu sözcük
Atlasını sırtında taşıyan çalınmış bir zaman
Mekik, taflan, kar kesadı bir iklim
Aşk mı, macera mı dersin bu uzun seferberlik
Bu ilişkinin topoğrafyasını
Mezhepler tarihinden bulup çıkardım
Adanan boynunda o gümüş zincir
Bilmiyorsun arması sallanıyor ucunda
İşte yazgının kara zırhlısı!
Kork! kutsal kitaplardaki kadar kork!
Çünkü hiçtir bütün duygular
Korkunun verimi yanında.
Benim ruhum nehirler kadar derin!
Kızıl kısraklar gibi üstümden geçeceksin!
Arı bir sessizlik duruyor
Şiddetimizin armaları arasındaki uzaklıkta
Gövdenin demir çekirdeği
Kalkan teninin altında
Sana okunaksız bana saydam giz
İçindeki uğultunun izini sürüyorum
Bir açıklığa taşıyorum ele vermez yerlerini
Harabeler diriliyor
Heykeller tamamlanıyor
Kendi kehanetinden büyülenmiş gözlerimin önünde
Başka çağlara gidip geliyoruz
Aşk tanrısı için
Seviştiğimiz ve uyuduğumuz sahillerde
Aşkın kaplan ve yılan düğümüyle.
Öpüyorum seni boynundaki yaradan
İniyorum kaynağına
Aydınlanmamış yanların ışığa çıkıyor
Dokunuşlarımın parıltısında
Düğümlü mendilin, gümüş zincirin
Sımsıkı mühürlendiğin bütün kilitler
Çözülüyor avuçlarımda.
Tılsım tamamlanıyor
Ortaçağ kentlerinden geçiyoruz dönüşte
İndiğim kaynakların mezhep değiştiriyor
Zamanın ve uzamın kilitlendiği kara kutuda benim kelimelerim
Tılsım tamamlanıyor
Dudaklarımdan sızan erkek sütünün kara büyüsüyle
Sevgilim, oluyorsun
Uyuyor ve yıkanıyoruz ay ışığında
Bakıyorum güneş iniyor yüzünün alacakaranlığına
Adın yoktu tanıştığımızda
Eksiğini de duymadık
Bazen bir rüzgarı, bazen birkaç zeytini
Adının yerine kullandık.
Adın yoktu tanıştığımızda
Sonra da olmadı
Çünkü başka biri oldun zamanla.
Şimdi adın var
Şimdi ruhumun sislere sarılı derinlikleri
Yükseliyor ve tehdit ediyor
Kıstırılmış varlığımın bütün cephelerini
Yüzümün pususunda geziyor
Sularda bilenmiş bıçaklar
Uyandırılmış acılarım, bulanmış sarnıcım
Etimle ruhum arasında çelişen ilke
Geri döndü bana
Kendi ellerimle kurduğum kara büyüden
İçimdeki tarih bitti
Siliyorum bir aşkı var eden her ayrıntıdaki parmak izlerini
Ve şimdi adın var
Ve şimdi
İkimizin vaktinde
İntikam saati geldi.
Omayra, bu adı verdim sana
Ve mevsimleri bütün anlamlarıyla
İki çakılına bir deniz vereyim
Hayallerine mavi buğday
Dokuz yaşamın olsun tek tek öldüreyim
Esmer ve çırılçıplak bir gecede
Bütün düşmanların gelecek
Koynumdaki cenazene.
Seni saran efsane çürüyüp toprağa karışırken
Kucağımda başın
Gümüş bir tarakla tarayacağım saçlarını
Kendi enkazımın üstünde
Kurtlar, çakallar gibi uluyarak ağlayacağım acıdan
Öldürerek yaşatacağım seni kendimde
Ocağın parıltısıyla aydınlanan yüzün
Gücünden habersiz sakin gülüşün
Kamçılıyor içimdeki bütün köleleri
Ben ki hileli bir oyun,
Birkaç kırık zar
Ve kara muskalı tılsımlarla
Almışken seni kaderinden, kıyasıya bağlamışken kendime
Asıl sen tutsak etmişsin beni
Dünyaya kapalı kapıların ardındaki
İçi boş sessizliğine.
Sığlığın, sevgisizliğin
O sonsuz kendiliğindenliğin
Dünyanın sana değmeyen yerleri
Nasıl da çekici yapıyor seni
O kadar bağlandım ki
Tutkusuz bedenine
Ya öldüreceğim seni
Ya tunç çağından heykeller indireceğim dökümüne.
Sayıklayan bir ağaç gibiyim Omayra
Uğultusu geliyor ta derinden
Gövdemin geçtiği masalların
İçimdeki deprem ayakta tutuyor beni
Geri dönüp vuruyor çalınmış zaman
Bak sana korkaklığımı veriyorum
Var olmanın bütün varoşlarından
Ben yenildim, işte silahlarım
Tılsım tamamlandı
Sonuna geldim çizgilerini sildiğim
Bir büyük haritanın.
Aşkım ölümün sınırında Omayra
Olduğun yerde kal kımıldama !