. Ozan Arif – Hayatı ve Eserleri

Ozan Arif (Şirin) Giresun`un Alucra ilçesine bağlı şimdiki ismi ile Yükselen eski adı ile Hapu köyünde 10 Haziran 1949`da doğdu. Babası Mehmet Bey, annesi Fatma hanımdır. Babasının memuriyeti dolayısıyla, ilk ve ortaokulu Samsun`da bitirdikten sonra, hayli kalabalık olan ailesine kısa zamanda maddi yardım yapabilmek düşüncesiyle öğretmen okuluna başladı. 1969-1970 döneminde Perşembe İlköğretim Okulundan mezun oldu. Okul süresi boyunca kışları okuyor yazları çiftçilik yapıyordu..

İlk göreve başladığı okul, ailesinin bulunduğu Samsun`da Karaoyumca köyündeki ilkokuldur. Bir yıllık stajyerlik süresinden sonra, yine Samsun`da Devgeriş köyüne tayin oldu. 1972 yılında yine aynı köyde stajyerlik yapmakta olan ve ona ömrü boyunca en büyük desteği veren Süheylâ hanımla evlendi. Devgeriş köyünde beş yıl öğretmenlik, dört yıl okul müdürlüğü yapmıştır.

Ozan Arif inançlarından ve prensiplerinden taviz vermeyen bir kişiliğe sahipti. O devrin yöneticilerinin baskısı ile 1979 yılında öğretmenlik mesleğinden ayrılmak zorunda kaldı. Öğretmenlik mesleğini çok seven Ozan Arif`in çok başarılı, takdirnamelerle dolu meslek hayatına rağmen, o günün şartlarında başka bir tercihi de kalmamıştı.

12 Eylül 1980 olaylarıyla birlikte, inanan, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, memleketin, milletin bekasını düşünen, bir çok vatansever insan gibi yanlış değerlendirilmekten çok büyük bir üzüntü duyuyordu. Ozan Arif, ailesini, çocuğunu ve öz vatanı Türkiye`yi geride bırakarak 24 Eylül 1980 tarihinde Almanya`ya gitti. Onbir yıllık acı bir ayrılıktan sonra, 5 Kasım 1991`de nihayet memleketine ve vatanına geri döndü. Dünyanın neresinde bir müslüman Türk insanı varsa onun milli heyecanının filizlenmesine yardımcı olmuş ve önemli görevler almıştır. Daha çocuk yaşlarda iken Kerem ile Aslı`yı, Leyla`ile Mecnun`u, Karacaoğlan`ı, Köroğlu`nu, Dadaloğlunu, Yunus`u ve daha nicelerini okuyarak aşk cönklerini ezberleyen Ozan Arif, Karadeniz`de, yaşadığı yörede hayli yaygın olan irticalen türkü söyleme sanatı sayesinde çok meşhur oldu.

İlk olarak ortaokul ikinci sınıfta sesine aşık olduğu bağlama ile tanışan ve hayli dar olan aile bütçesinden biriktirdiği harçlıklarla, 1964`te İstanbul`da bulunan Şemsi Yastıman saz evinden 15 liraya aldığı bir bağlama ile ses ve saz dünyasının içine girmiştir. Ozan Arif, o gün bugündür hiç susmadan ve hak bildiği yoldan taviz vermeden gönül dostlarına seslenmektedir.

ÖDÜLLERİ
Birçok şiir ve Halk Edebiyatı yarışmalarında üstün başarı gösteren Ozan Arif`in Türk Halk Edebiyatı`nın şiir, atışma, muamma, irticalen şiir söyleme, lebdeğmez (dudakdeğmez), güzelleme ve diğer dallarında çeşitli tarihlerde aldığı Türkiye birincilikleri, sertifikalar ve ödüller vardır. Konya`da Türkiye Aşıklar Bayramı`nda değişik yıllarda, değişik dallarda birincilikler elde eden Ozan Arif, Konya Aşıklar Bayramı`nda 1976, 1977 ve 1978 yıllarında her dalda altın madalya kazanmıştır.

Sosyal Medyada Paylaş :