Özgürlüğü Anlamak – Şaban Gürtuna
Ne umutlarla girmiştik iki bin yirmiye,
İçimiz yandı Suriye cephesinden
gelen şehit haberleriyle,
Sonra yeryüzü sarsılmaya başladı peş peşe,
Elazığ’da evler çöktü, insanlar enkaz altında
Kurtarma ekipleri çalıştı canla başla.
Akhisar’da yeryüzü titredi durdu,
günlerce ve aylarca.
Yetmedi…
Bir de virüs hortladı tüm dünyada,
Bir kasırga gibi önüne kattığı yüzbinleri
alıp götürdü öteki dünyaya,
Kod adı “pandemi ya da “korona”
İlk vaka Çin – Wuhan’da
Virüsün gelişi İnsanlık için felaket oldu,
Bilim çare aradı durdu.
Ama, virüs bizleri çok yordu,
kilolar aldık dizlerimiz tutuldu
Kapandık dört duvar arasına
Çıkamadık aylarca çarşıya, pazara
İnsanlar maskeli sokaklarda.
Özler olduk yolda yürümeyi
bir dostla bir kafede veya bahçede
sohbetle birlikte çay içmeyi.
Sokakta, caddede yürürken karşılaşılan
dostlara selam vermeyi.
Hasret kaldık dağa, taşa, toğrağa
Dalındaki çiçeği doya doya koklamaya
Dost, akraba, aile bireyleriyle selamlaşıp,
kucaklaşmaya.
Bayramlar geldi-geçti bu dönemde
sarılıp öpemedik ne çocukları ne de torunu
Altmış beş yaş üstü evde oturmaktan yoruldu.
Bu dönemde anladık özgürlüğün ne kadar
büyük bir nimet olduğunu.
Mayıs 2020
Şaban Gürtuna