. Recaizade Mahmud Ekrem – Hayatı ve Eserleri

(1847-1914) Tanzimat Edebiyatı’mn ikinci mektebini (ekolünü) oluşturan üçlü grup Recaizâde Mahmud Ekrem, Abdülhak Hamid Tarhan ve Sâmipaşazâde Sezai Bey’dir. Fakat bu üçlünün sanat anlayışı, Namık KemalŞinasiZiya Paşa üçlüsünün sanat anlayışından farkıdır. Birinci grup “Sanat toplum iğindir? dk yordu. İkinci grup ise “Sanat sanat içindir”  ilkesini banimsiyordu. Mahmud Ekrem, Namık Kemal grubuna da bğp idi ama onlar gibi siyasî ve sosyal çatışmalara girmedi. O daha çok Tanzimat. Kuşağının ünlü bir nazariyatçısı olmuştur..
Mahmud Ekrem 1847 yılında İstanbul’un tanınmış bir ailesinden dünyaya geldi. Babası Mehmed Şakir Recai Efendi, Takvımhane Nazırı idi. Şair, hattat ve tarihçi olan Recai Efendi aslen Balıkesir’in Kepsut nahiyesindendir.

Babasından Arapça ve Farsça’yı öğrenen Ekrem, ‘Mektebi İrfan’ adlı bir okulu bitirdikten sonra Harbiye İdadisi (Askeri Lise)’ne girdi. Fakat sağlık durumu yüzünden okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Babası onu Hariciye Mektubî Kaiemi’ne yerleştirdi. Bundan sonra Namık Kemal’le tanıştı ve onun yönettiği Tasviri Efkâr gazetesine yazılar yazmaya başladı. Fransızca’sını ilerletti ve şiirlerinde eskiden yeniye yönelerek tercümeler yaptı. Kitap halinde yayınlanan tercümeleri kısa zamanda terfi etmesini sağladı. Şurayı Devlet âzası ve burada basmuavin oldu.

1880-1888 yıllarında Galatasaray Lisesi’nde ve Mülkiye Mektebi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde edebiyat hocalığı yaptı. Bu okullarda, Türk fikir ve siyaset tarihine geçen değerli öğrenciler yetiştirdi. Verdiği dersleri ‘Talimi Edebiyat’ adlı bir kitapta yayınladı. İ896’da eski edebiyat taraftarlarına kesin bir darbe indirmek için ‘Serveti Fünun’ dergisi etrafında Batı modelinde bir edebiyat okulu açılmasına öncülük etti. Yenilik taraftarı gençler onun etrafında toplandılar. Mahmud Ekrem, öğrencilerinden Tevfik Fikret’i bu derginin başına getirdi.

Mahmud Ekrem ünlü romanı ‘Araba Sevdası’nı önce Serveti Fünun’da tefrika ettirdi, sonra kitap halinde yayınlandı. Serveti Fünun 1901’de kapatılınca Mahmud Ekrem de edebiyat çalışmalarını bıraktı. Çok sevdiği çocuklarının arka arkaya ölmeleri onu pek üzmüş, yıpratmıştı. Onu en çok üzen, ilerisi için çok şey vaadeden 15 yaşındaki Nijad’ın ölümü olmuştur. Hayatta kalan oğlu, Ercüment Ekrem (Talu) da edebiyatçı oldu ve Galatasaray Lisesi’nde öğretmenlik, çeşitli gazetelerde yazarlık yaptı. 31 Qçak 1914 yılında vefat eden Recaizâde Mahmud Ekrem, vasiyeti gereğince Küçüksu’da oğlu Nijad’ın mezarının yanına gömüldü.

Recaizâde Mahmud Ekrem’e göre şiirin ‘şiir’ olmaktan başka.amacı yoktur. Çünkü sanatın asıl amacı güzelliktir. Şiir ahlâksızlık yaymamalı ama ahlâkçı da. olmamalıdır. Şiir tabiatı taklit etmekle yükselir ve sanatçı için en büyük okul tabiattır. Şiir gerçeğe uygun olmalıdır ama hayalden de vazgeçmemelidir. ‘Hayalsiz şiir renksiz bir tabloya benzer’. Her güzel şey şiirdir. Tabii düzgün ve külfetsiz söylenmelidir. Ona göre kafiye göz için değil, kulak içindir,

ESERLERİ / ŞİİRLERİ
– Nağmei Seher
– Yadigârı Sabah
– Zemzeme (I, II, II)
– Pejmürde
– Nâçiz
– Tefekkür
– Nijad Ekrem

ROMAN
– Araba Sevdası
– Muhsin Bey
– Şemsi

PİYES
– Afife Anjelik
– Vuslat
– Çok Bilen Çok Yanılır
– Chateabriand’dan ‘Atala’yı tercüme etmiştir.

ARAŞTIRMA – ELEŞTİRİ
– Takdiri Elhan
– Talimi Edebiyat

Sosyal Medyada Paylaş :