Sitem – Ozan Arif
Eee… Artık eyvallah Alman arkadaş,
Düdüğün öttükçe beni hatırla!
Kesin dönüyorum ben yavaş yavaş,
İş gücün bittikçe bani hatırla!
Ben gelmeden evvel nasıldın, nasıl?
Şimdi kovuyorsun, bitti o fasıl.
Ahte vefâ yok mu, bu mudur usûl?
Yüreğin attıkça beni hatırla!
Madem kovdun; gidiyorum bak; hadi;
Hesap et; kim kimiın hakkını yedi?
Bu rahatlık size gökten inmedi,
Yan gelip yattıkça beni hatırla!
Şu fabrika yapılırken kimdim ben?
Zor tanırdın, toz.topraktım, kumdum ben,
Temeline gençliğimi gömdüm ben,
Bacası tüttükçe beni hatırla!
Bazen düşün; meyve veren dalları,
Yüksek yüksek binaları, yolları,
Fabrikanda ürettiğin malları,
Dünyaya sattıkça bani hatırla!
Saymama ne gerek, ne de lüzum var.
Neyin varsa onda benim ızım var.
Her çorbanda biraz olsun tuzum var,
Buyur ye!.. Tattıkça beni hatırla!
En zorlu işlerin vardı vardı başımıda,
Senelerce kâbus gördüm düşümde,
Biraz da sen çalış aynı işimde,
Canına yettikçe beni hatırla!
İsterim ki; Türk’süz kalsın her yerin,
Evleri baykuşa kiraya verin!
Türk’üm diye vermediğin evlerin,
Örümcek tuttukça beni hatırla!
Lira gibi kuruyup da oluğu,
Mark’ın bir gün kesilirse soluğu,
Büyük olan balık, küçük balığı,
Sömürüp, yuttukça beni hatırla!
Yâni; sen yarın ihtiyaç duyup,
Gurbete çıkarsan ülkeni koyup,
Oradakiler sana yabancı deyip,
Kaşını çattııkça beni hatırla!
Ârif bir teşekkür beklerken…Hani?
“Elveda kollege” çok üzdün beni.
Yine de hoşça kal. Vicdanın seni
Rahatsız ettikçe beni hatırla!
17 Eylül 1984 / Frankfurt