Unutmayın – Ozan Arif
Hâkimler, savcılar; Utanmayın siz!
Bu mahkeme doğru olmuyor deyin.
Hem bunda ne var ki, utanasınız?
Adâlet yerini bulmuyor deyin.
Velveleye, tantanaya değmedi,
Haklılar zulüme boyun eğmedi,
Doluya çok koyduk fakat sığmadı,
Boşa koyunca da dolmuyor deyin.
Oduğunuz yeter, olman maskara.
Hukuku öldürür bu kadar yara.
Cübbeyi çıkartın koyun kenara,
Bu iş elimizden gelmiyor deyin.
Bir “ülkü” diyorlar aman ha aman…
Öyle kök salmış ki, sökmesi yaman;
Kurur diye hayâl kurduk bir zaman.
Kurumayı bırak, solmuyor deyin.
Derisini yüzsen yüzüne güler,
Merhameti yanlız Allah’tan diler,
Bir acayip insan bu ülkücüler,
Zindandan, idamdan yılmıyor deyin.
İçlerinde yoktur vatanı satan.
İki lâf etseler birisi vatan.
Bunca ülkücüyü ayakta tutan,
Ne biçim ruh ise ölmüyor deyin.
Ateşin büyüğü rüzgârda parlar,
Küçükse söndürür esen rüzgârlar
Suç diye bir şey yok, şahsi çıkarlar
Adâleti hâkim kılmıyor deyin.
Bize kalsa karar verirdik çoktan,
Baskı daha ağır haktan hukuktan,
Hülâsa farksızız bir korkuluktan,
Karar vermek bize kalmıyor deyin.
Mahkeme olarak formaliteyiz biz,
Hâkim, savcı bizim sade ismimiz,
Beş-altı kocalı avrat gibiyiz,
Kimse vaziyeti bilmiyor deyin.
Yedi savcı bulan, on daha bulsa,
On-onbeş hâhim de yanyana gelse,
Dokuzyüz bilmem kaç sayfa da olsa,
Kılıf minâreyi almıyor deyin.
İzimiz besbelli, yürüdük karda,
Tokmağı çeviren(!) Avrupa’larda,
“Barış Derneği” de artık dışarıda,
Bu vicdan, bu sazı çalmıyor deyin.
Ne lüzum var syafa sayfa yalana,
Gidin size baskı yapan falana,
Bölücüyü suçsuz diye salana
Bunlar memleketi bölmüyor deyin.
Sus be Ârif…Zaten yoktur neşemiz,
Çok sıkıştık dar geliyor köşemiz,
Biz salarız ama Kenan Paşa’mız,
Korkuyor, Türkeş’i salmıyor deyin.
16 Temmuz 1982 / Münih